
Cemal SÜREYA (1931 – 1990)
İlk şiirlerinde biçim kaygısı ağır basar. Eski şiirle bağını sesten çok imge yoluyla kurar ve çağrışımlardan yararlanır. Şiiri ince buluşların, duygulanımların, yaşanan gerçekliğin kendine özgü bir söyleyişin toplamıdır.
1950′lerin başlarında gelişen ikinci yeni hareketine katılmakla birlikte, şiirde anlamsızlığı savunan görüşleri benimsemedi. Karşı çıktığı geleneğin diri değerlerinden yararlandı. Şiirde erotizmi canlandırırken, toplumsal değerlere uzak düşmedi. Şiirin “anayasaya aykırı” olduğunu, doğanın ahlakı kovduğu yerde ve yasadışı olduğunu savundu. Bu görüş onu şiirde öyküden kaçınmaya, çarpıcı, yoğun imge adacıklarından oluşan bir söz sanatına yöneltti.
0 yorum: