Orta Reklam

Modernizm

17 Şubat 2014 Pazartesi AhmetZekiTasgar Tarafından Yazılmıştır.



Günümüzün en nazik ve en önemli konularından biri olup biz Avrupalı olmayan ülkeler halkının ve İslam toplumunun karşı-karşıya bulduğu modernleşme sorunudur. En önemlisi de bu “Empoze edilmiş modernleşme” ile “gerçek medeniyetin” arasındaki ilgidir. Bu modernleşme ister iddia edildiği gibi medenileşme ile eş anlamlı olsun, ister medeniyetle hiçbir ilgisi olmayan sosyal bir olgu olarak karşımıza çıksın, b sorunu çözmek zorundayız ve ne yazık ki “MODERNİZM biz Avrupalı olmayan uluslara medeniyet adı altında empoze edilmiştir : ” (22) Derken Dr. Ali Şeriati gerçekten de önemli bir konuya parmak basmıştır.
Şurası bir gerçektir ki ateizm ile modernizm bir biriyle sıkı bağlantılar içerisindedir. Eğer 19.Y.Y’dan bu yana toplumların tabii tutulmaya çalışıldığı gelişmeler iyice gözlenecek olursa bu iki olay arasında çok önemli ve hayati bağların olduğu ortaya çıkacaktır.

Bugün modernizm ve batılı olmayan toplumların modernizasyon sorunu geçen yüzyılın sonlarında ve bu yüzyılın başlarında, şehit Dr. Ali Şeritatinin’de dediği gibi “muasırlaşma, medenileşme” olarak tanıtılıyorlardı. 1960’lı yıllara kadar batılılaşma şeklinde gösterilen modernizm bugün ise batının siyasal ve bilimsel çevreleri bile batılı olmayan toplumların “batılılaşma” değil “Modernizasyon soruları” olduğunu vurgulamakta ısrar etmektedirler. Aslına bakılırsa bizim temelde değişmeyen sorunumuz ne şu nede bu, gerçekte kişiliğimizi, kültürümüzü ve dünya görüşümüzü kaybettiğimiz günden beri sorunumuzun ne olduğunu batılıların bize öğretmeye kalkışmalarını benimsemiş olmamızda yatmaktadır. İlk çözümde de geçen yüzyılda da bizim değişmeyen tek sorunumuz, kendi dünya görüşümüz olan İslamiyet ekseni üzerinde kişiliğimizi ve kültürümüzü yeniden bulup kazanmadır.

Evet, MODERNİZM’DEN bahis ediyorduk… Nedir bu MODERNİZM dedikleri şey? Gerçekten MODERNİZM “kaba inkârcılık, yeni bir ahlaki tutum, güdümlü bir kültür değişiminden oluşan bu üçayak üzerinde hayatiyetini sürdüren ve bu ayaklardan birinin çekileceği bir durum halinde de dev ağır gövdesinin yere serileceği muhakkak olan. “(23) Ve batının bizlere altın tas içerisinde sunulduğu bir zehir bileşimdir, yine MODERNİZM, şehit Dr. Ali Şeriati söyleyişi ile “Bütün ülkelerin mozaik bir kültür içinde kurularak zevklerini, estetik anlayışlarını değiştirme ameliyesidir”” (24)

Gazeteci ve yazar Cengiz Çandar ise bu MODERNİZM olayına karşı cesaretli bir tavırla yaklaşarak şunları söylemekte: “Bence 20. Yüzyıl tam tersine, ilk yarısının aldatıcılığı bir yana bırakılırsa özellikle son çeyreğinde modernleşme teorilerinin iflası yüzyılıdır.” (25)

Fakat yine de biz temkinli ve tedbirli bir davranış içerisinde bu MODERNİZM canavarına karşı alınacak olan kesin tavrı belirlemek zorundayız. Ezcümle batı modernizasyonuna karşı alınacak tekbir çare olsa gerektir ki oda Ali Bulaçın yaklaşımıyla “Yerli kültüre dönmektir. “Fakat öyle bir yerli kültür ki, toplumların kültürel şovenizme ve ırki tutuculuğa neden olmayacak bir yerli kültür. Bunun yanı sıra bu çözüme ilaveten, eğer bu durum İslam toplumları için söz konusu olacaksa, bütün Müslüman öğelerin kültür kaynaklarını besleyen “Tevhit” esas alınırsa bu çaba tehlike olmaktan çıkabilir ve muhtemelen bundan başka görünüm bir seçenek ve alternatifte yoktur…

0 yorum: